hürriyet 26.11.2009

Cinsel sorunlara ilaçla tedavi çözüm değil!

Sık rastlanan cinsel sorunların nasıl tedavi edilebileceğini Prof. Dr. Mehmet Sungur anlatıyor.

Ayşe Arman’ın, cinsel işlev bozuklukları, evlilik terapileri konularında uzmanlaşmış Prof. Dr. Mehmet Sungur’la yaptığı röportaj pudra.com’da… Bu yazıda Prof. Dr. Mehmet Sungur, erkeklerde ve kadınlarda en sık rastlanan cinsel bozuklukların nasıl tedavi edilebileceğini anlatıyor.

Cinsel sorunlara ilaçla tedavi çözüm değil!

En sık hangi cinsel sorunla karşılaşıyorsunuz?
- Erkeklerde en sık rastlanan erken boşalma ama bize en çok ereksiyon bozukluğu vakaları geliyor. Çünkü eşler bir şekilde bununla yaşamayı öğreniyorlar. Eğer sevgili tedavi ol derse durum değişebiliyor. Mesela bir vaka geldi, 32 yaşındaki Bay G. Mastürbasyon denemelerinde hiçbir ereksiyon sorunu yok. Ancak eşiyle ilişki kurmaya kalktığında problem başlıyor. Bugüne kadar hep ereksiyon kolaylaştırıcı ilaçlar kullanmış.

Viagra türü mü?
- Evet. Üç ilaç arasında git-gel yapılmış. Çünkü meseleye şöyle bakılmış: Her erkeğin önünde bir penis vardır. Hızlı bir tamir ve hızlı restorasyon. Tamam her erkeğin önünde bir penis vardır ama her penisin arkasında da bir erkek vardır.

Bunun anlamı ne?
- İlaçla ereksiyon sağlamak şöyle bir düşünceye yol açıyor: “Problemi çözen ben değilim ilaç, dolayısıyla yarın bir gün ilacı kestiğim zaman aynı şeyler tekrar olacak!” Yani kendine güveninde bir artış olmuyor. Ereksiyon sadece cinsel organ sorunu değil. Genellikle eşler arasında ilgi ve isteğin azalması ya da iletişim bozuklukları yüzünden ortaya çıkıyor. Bu alanlara girmezseniz soruna yaklaşımınız eksik kalmış olur.

Ereksiyon sorunu olan erkeğin karısında başka bir cinsel bozukluk görülme oranı yüzde 60-70. Yani eşlerden birinde cinsel fonksiyon bozukluğu varsa, öbür eşte de aranmalı. Birini hazırladığınızda öbürü hazır değilse, cinsel birleşme amacına ulaşmamış olur. Burada tedavinin mutlaka çiftlere yönelik yapılması gerekiyor.
Mastürbasyon kişinin özgürlüğüdür. İstediğini yapabilirsin. Buna karşılık gerçek yaşamda yapabildiğin şeyler partnerinin isteği ile sınırlıdır. Ne kadarına izin veriyorsa o kadarını yapabilirsin. Oysa hayalin, her zaman gerçeğin ötesindedir. Seni zenginleştirir.

Kadınlarda en sık rastlanan cinsel sorunlar nelerdir?
- En sık rastlanan ilgi ve istek azlığı. Ama en çok gelen vaka vajinusmus. Bir hastam var 43 yaşında, 23 yıllık evli, kocasıyla hiç cinsel ilişkiye girmemiş. Zannediliyor ki vajinusmusu olan kadınların cinsel hayatları yok, oysa bu doğru değil, karı koca farklı şekillerde birbirlerini doyuma ulaştırıyorlar. Sadece cinsel birleşme yok. Bana gelmeden bir sürü kötü uygulamaya maruz kalmışlar.
Vajinusmus tanımı yanlış yapılıyor. “Vajinanın bir bölümünün kasılması sonucu cinsel birleşmenin olanaksız hale gelmesine" vajinismus diyorlar. Bu tanım doğru değil. Çünkü vurgu cinsel organın kasılmasına yapılıyor. Tedavi de ne oluyor o zaman? Kasılmayı ortadan kaldıracak gevşeme egzersizleri…

Ben de öyle biliyordum...
- Hayır. Bu kadar basit değil. Bu şikayetle gelen kadının esas sorunu, vajinal penetrasyona direnç. Bir cinsel birleşme korkusu. Sadece bir kasılma değil yani. Kadın ağrım olacak, kanamam olacak diye korkuyor. Ama aynı kadın, bir kadın doğumcuya muayene olabiliyor. Biz ise kasılmaya takılıyoruz. Oysa kasılma bir sonuç. Bizim korkuya müdahale etmemiz gerekiyor. Ama bunun yerine feci uygulamalar yapıyoruz.

Nasıl feci?
- Vajinusmus vakalarının yüzde 70’inin himeni yok, kızlık zarı yani. Doktorlar tarafından tedavi maksadıyla alınıyor. Kanamaya sebebiyet vermesin diye. Anestezi altında alınıyor. Ama zar yokken de aynı sorun devam ediyor. O zarı almanın getirdiği hiçbir fayda yok. Biz hekimler Türkiye'de ne yazık ki vajinusmusu olan ama himeni olmayan bir kadın nesli yetiştirdik. Bu kadarla bitmiyor, bir de şöyle vakalar var, Hacı karısıyla geliyor. Diyor ki, “7 yıldır evliyiz, hiç cinsel birleşme olmadı aramızda.” Bir şeyler daha anlatacaktı ki ben birden, “Bu sorunun adı vajinusmus, merak etmeyin, ben bu konuda size yardımcı olabilirim” dedim. “Sen yanlış anladın sorunu doktor bey” dedi, “Ben ondan vazgeçeli çok oldu. Karım alkolik şimdi, onu tedavi ettirmeye çalışıyorum....”

Ne alaka?
- Yıllar içinde bir sürü hekime gidiyorlar, biri “Siz galiba biraz yumuşak davranıyorsunuz” diyor, bunun üzerine Hacı mesajı şöyle alıyor, “Karını biraz zorla.” Akşam karısını sarsıyor, kadının ağladığını görünce utanıyor. Başka bir doktora gidiyorlar. Bu arkadaş da bir psikiyatr, “Sana söylenmez belki ama Hacı efendi, karın çok gergin, çeşitli korkuları var, bu korkuları geçsin diye biraz alkol alsın” diyor. Hacı da diyor ki “E tamam, ne yapalım” ve karısı içmeye başlıyor. Ve kadın sonunda alkolik oluyor.

Bu tarz başka kötü uygulamalar var mı?
- Var, var. Ağrı kesici pomatlar kullananlar var, hipnoz terapisi yapanlar, hatta vajina botoksu.... Genel anestezi altında çifti birleştirenler bile var.

O nasıl oluyor?
- Narkoz veriyorlar, kadın kendinden geçmişken kocası onunla ilişkiye giriyor. Bunların hepsi de bana gelen vakalar.

E peki siz ne yapıyorsunuz?
-Ben valla tek seansta harikalar yaratmıyorum. Benim yaptığım, ödevler halinde verilen egzersizler ve aşama aşama ilerleyen bir tedavi.

Cinsel ilişkinin sıklığı da, çiftler arasında soruna yol açıyor mu?
- Evet böyle vakalar da geliyor. Çiftlerden biri, "15 günde bir yeter" derken, diğeri her gün istiyor. Genellikle de, daha sık cinsel ilişkiyi talep eden erkek oluyor. Kadın, kocası her yaklaştığında, "Şimdi uyarılacak ve cinsel birleşme isteyecek" diye düşünüyor ve kendini gündelik dokunmalardan bile geri çekiyor. Erkek ise, "Karıma dokunmaya bile çekinir oldum, çünkü reddedilmekten korkuyorum" diyor. Ve karı-koca giderek birbirinden uzaklaşıyor...

Ne öneriyorsunuz?
- "Time table." Yani zaman tablosu. "Madem siz çok seks istiyorsunuz, siz de az, gelin bunun adını koyalım" diyorum, "Haftada bir gün olsun seks. Sadece perşembe günleri. Akşam 6 ile 8 arası." İlk bakışta yadırganabilir. Terapist onlara hangi gün, hangi saatte seks yapacaklarını söylüyor gibi abartılı algılanabilir. Ama "Perşembe 6 ile 8 arasında" dediğimde, kadın başka gün seks olmayacağını bildiği için rahatlıyor, 6 gün kendini gayet iyi hissediyor. Erkek de rahatlıyor çünkü bir sürpriz olmayacağını bilen karısı artık kendisinden kaçmıyor. Ve tabii, eskiden seks hiç yokken, şimdi en azından haftada bir gün seks yaşayabiliyor. Ve yavaş yavaş Perşembe seksleri, keyifli bir oyun haline geliyor. Hatta bir süre sonra çiftin, haftada iki gün isteyeceği bir şey haline dönüşebiliyor...

Eşler konuşamıyor mu?
-Eşler, kavgadan yıldıkları için giderek, konuşmaktan korkar hale geliyorlar çünkü şöyle düşünüyorlar: "Nasıl olsa yine kavga edeceğiz, e o zaman konuşmaya hiç başlamayalım daha iyi."

Bir başka felaket de şu: Uzlaşamadıkları için, birbirlerinin akıllarını okumaya başlıyorlar. Bir seansta da şu geldi başıma. Kadın kocasına, "Aklından geçenleri çok iyi biliyorum. O yüzden sana söyleyeceğim şeyi söylemekten vazgeçiyorum" dedi. Öbürü de cevap yetiştirdi: "Aklımdan geçirdiğimi zannettiğin şeyi ben biliyorum. O zannettiğin şeyle, benim aklımdan geçen arasında hiç bir bağlantı yok!" Ben de dedim ki, "Kusura bakmayın bir de ben varım burada ve ben sizin anlattıklarınızdan hiçbir şey anlamıyorum..."

Cinsellik ve ilişkilerle ile ilgili diğer yazılarımızı okumak için tıklayın...


Evlilik neden bu kadar zor? Prof. Dr. Mehmet Sungur, aşk, evlilik, cinsellik, seks, ilişkiler, aldatma gibi hepimizin merak ettiği konularda bizi aydınlatıyor.

Çocuktan sonra evlilik ilişkisi Aranıza bebeğiniz de katıldıktan sonra evlilik ilişkinizin zedelenmemesi için neler yapılmalı?

Bebeğim oldu, seks bitti Bebek her şeyi değiştirir, seks hayatını da…

Evlilikte seks hayatını canlı tutmanızı sağlayacak öneriler
Her şey gibi seks hayatınız da rutine mi girdi? Bırakın üzülmeyi, bu tavsiyeleri dikkate alın.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER