› 
 › 
pudra.com 15.12.2010

Köpekbalıklarının Dengesi bir zafer romanı!

Caterina Bonvicini'nin çok satan romanı Köpekbalıklarının Dengesi içinde çocukluğundan kalmış derin yaralar taşıyan otuz yaşında bir kadının, depresyona karşı verdiği mücadelenin romanı.

Pudra.com ve Kitapturk işbirliği ile size yeni çıkan kitapları tanıtmaya devam ediyoruz. Bugün sizlere tanıtmak istediğimiz kitap Remzi Kitabevi'nden çıkan Caterina Bonvicini'nin Köpekbalıklarının Dengesi romanı. Remzi Kitapevi'nin düzenli yayınlanan Kitap Gazetesi'nde Toprak Işık'ın kaleme aldığı kitap tanıtım yazısı şöyle:

Köpekbalıklarının Dengesi bir zafer romanı!

“Köpekbalıklarının Dengesi”, intihar girişimi başarısızlıkla sonuçlanmış Sofia’nın psikiyatrik tanısıyla başlıyor. Ardından bu genç kadın, intiharına kadar yaşadıklarını anlatıyor. İtalya’da hayatın, zeytinyağı reklamlarındaki gibi neşe ve sağlık içinde geçmediğini görüyoruz. En azından Sofia ve çevresindekiler için… Sofia, kocası Nicola’nın manik depresif olduğunu evlendikten sonra öğreniyor. Yani hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde her zaman onun yanında olacağına yemin etmişken… Sofia yeminine sadık kalmayı deniyor ama Nicola şansını çok zorluyor. Evlilik hayatlarına itfaiyenin, ambulansların ve polisin müdahil olması gerekiyor. Nicola durmadan kliniklere yatıyor, çıkıyor. Sonunda evlilik bitiyor.

İroniye bakın ki, kahramanımızın ilişkiye girdiği ikinci erkek de kronik depresyondan muzdarip bir adam çıkıyor. Ve Sofia’ya bunu, tanışıklıkları ilerleyip birlikte oldukları ilk gün çarşafın altında sarılmış yatarlarken söylüyor. Sofia’nın, o yedi yaşındayken intihar eden annesinin de depresyonlu olduğunu öğrenince, elimizdeki kitabın depresyona yakından bakış romanı olduğunu söylemek mümkün hale geliyor.

Sofia’nınki, annesinin açtığı derin yaralarla mücadele etmek zorunda kaldığı bir hayattır. Bir yanı beş yaşında bir çocuktur. Berbat anıları vardır: Annesi, mecazi anlamda değil, gerçekten, nefes alışını sonlandırmak için boğazını sıkmıştır onun. Ana yüreği buna izin vermeyen kadın, ölüm uçuşuna giderken kızını da yanında gelmesi için çağırmıştır. Küçük kız çağrıya uymaz ve anne tek başına atlar. Roman ilerlerken Sofia’nın hâlâ o çağrının etkisinde olduğunu görürüz.

Sofia’nın, babası Nando’yla ilişkisinde de çocukluğuna takılmışlığının izleri var. Köpekbalıklarına tutkun bir deniz bilimcisi olan Nando’nun, küçük bir kız çocuğuyla ilişkisini fena halde kıskanır Sofia. Aynı köpekbalıklarını, ikisine de hediye etmiş olduğunu öğrenmek çıldırtır onu. Sofia mutluluktan çok, “köpekbalıklarının dengesi” diye adlandırdığı uyumu aramaktadır. Kişiliğinin derinliklerinde, bu dengenin annesinden kaçışla mümkün olacağına inanmaktadır. Sofia çok düzenlidir; çünkü annesi düzensizdir, hep bir karmaşa içinde yaşamıştır. Annesi, kendi annesinin istediği kişilik özelliklerine sahip değildir. Sofia ise anneannesinin beğeneceği gibi bir insandır. Öte yandan annesinden kalan mektuplar onu, annesinin çıkamadığı kuyunun içine çeken ilave bir güç olur. İşte roman esas olarak o kuyunun içinden seslenmektedir.

Depresyonuyla boğuşan Sofia’nın iki erkeği vardır. Biri, karısıyla kurduğu dengenin üzerine titreyen evli bir adamdır. Diğeri ise depresyonlu bir borsacı… Adamların ikisi de fena halde bencildir. Sofia neden katlanır onlara merak edersiniz. Herhalde Sofia’nın bir psikanalisti olsaydı bu soruyu yanıtlamakta zorlanmazdı. “Biriyle evli, diğeriyle depresyonlu olduğu için berabersin” diyebilirdi. Sofia’nın depresyonunun en ağır dönemlerinde bile bir psikanalisti olmuyor. Bunun nedeni onlara duyduğu güvensizlik olabilir; çünkü annesinin analisti, en zor döneminde ona yardım etmek yerine, psikanalitik etik açısından dokuz kusurlu hareketten birini yapmış, hastasıyla yatmıştır.

Sofia da, babası da hayatı ve insanları köpekbalıklarının davranışları üzerinden anlamaya çalışırlar. Sofia köpekbalıklarından korkar, asla onların serbest olduğu sularda yüzemez. Romanda açıkça belirtilmemekle birlikte Sofia, insanlara da güvenmemekte ve onlardan korkmaktadır. Roman boyunca görülmektedir ki, bunun için kendince haklı nedenlere sahiptir. Evli bir erkekle sevgili olmak zihninin derinliklerinde, kafeste hapis bir köpekbalığıyla yüzmek anlamına gelir. Öte yandan onunla evlenemeyecek olduğunu bilmek, kendini güvende hissetmesini sağlamaktadır. Ama Sofia, gönül rahatlığıyla birlikte yüzemeyeceği insanlarla ilişki kurmanın bedelini, dosta en fazla ihtiyacı olduğu anda onları yanında bulamayarak öder. Gerçekten yardım istediğinde, kafeslerinden çıkıp Sofia’nın imdadına yetişmezler.

Her çağ kendi romanını yaratır ve romanların çoğu kendi çağlarını anlatır. Kaçınılmaz olarak, yazara oksijen sağlayan atmosferin izleri vardır kitaplarda. Depresyon… Çağımızın vebası… Sofia köpekbalıklarından korkarken vebaya tutulmuştur.

“Köpekbalıklarının Dengesi”nden, Camus’nün “Veba” sındaki coşkuyu beklemeyin. Kendi konusuna uygun bir akışı var romanın. Gürültüsüz ve zekice ilerliyor. Depresyonun tam da merkezinden, ince bir seslenişin kitabı… Şehirli yalnız insanların sayısındaki artış nedeniyle, Sofia’nın hikâyesi bize de yabancı değil. Hissederek okunabilecek bir kitap. Okuyucusunu etki altına alma gücüne sahip. O kadar ki, sayfalar ilerlerken insanın Sofia ve etrafındakilere bağırası geliyor: Yaşam bu değil! Neşelenin biraz! Sofia bir yerde sevgilisine Emily Dickinson’dan aktarmıştı: “Neşe, acının zırhıdır.” İyi ya, siz de kuşanın o zırhı! Korku ve güvensizliğin, sizi dostlarınızdan kopartıp bir darağacına çivilemesine izin vermeyin! Son sayfaya kadar, içinizde bunlara benzer cümlelerle okumaya devam edebilirsiniz.

Neyseki kitabı bitirdiğinizde Sofia sizi yatıştırmış olacak. Son paragrafta şöyle diyor: “Ağustos ayıydı, ortalıkta kimse yoktu. Rüzgârdan dolayı tepeler temizdi ve dağların çizgisi gökyüzünün mavisinden çok açık bir şekilde ayrılıyordu. Dümdüz ilerleyen beyaz cepheler terbiyeli bir şekilde sonsuzluğu araştırıyordu. Issız, zarif ve ölçülü Torino çılgıncasına güzeldi.

Öyleyse, üç cümleyle özetleyelim: Bu kitap, içinde çocukluğundan kalmış derin yaralar taşıyan otuz yaşında bir kadının, çağın vebasına karşı verdiği mücadelenin romanıdır. Sonunda kahraman kazanır. Bunu dünyanın sonsuz güzelliğini görebilmesinden anlarız.




Köpekbalıklarının Dengesi
Caterina Bonvicini
Çev: Leyla Tonguç Basmacı
Remzi Kitabevi


“Köpekbalıklarının Dengesi” romanını ve 2010'un en beğenilen diğer kitaplarını kitapturk.com adresinden indirimli fiyatlarla alabilirsiniz.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER