pudra.com 01.10.2009

Demir eksikliği anemisi

Özellikle kadınlarda daha sık görülen demir eksikliği anemisi kendini soluk ten rengi, güçsüzlük ve nefes darlığı ile belli ediyor.

Demir eksiliği anemisi tanım olarak düşük miktarda demire bağlı olarak kanın kırmızı hücrelerindeki azalma; yani kansızlıktır. Aneminin en sık görülen şekli ise demir eksikliği anemisidir. Kadınların yüzde 20’si, gebe kadınların yüzde 50’si ve erkeklerin yüzde 3’ü demir eksikliğine maruz kalmaktadır.

Demir eksikliği anemisi

Demir eksikliğinin nedenleri
Demir eksikliğinin nedenleri diyette az miktarda alınma, vücut tarafından az miktarda emilimi ve ağır menstürel kanama da dahil olmak üzere kan kaybıdır. Vücutta ve kemik iliğindeki demir depolarının harcanması sonucu kansızlık yavaş yavaş gelişir.
  • Yetersiz demir alımı: Gıdalarla dışarıdan alınan demirin yetersizliği halinde oluşur. Vejeteryan beslenme, yanlış uygulanan zayıflama rejimleri ve yeme bozuklukları da anemiye neden olan sebeplerdendir.
  • Doğumla ilgili nedenler: Prematürelik ve çoğul gebelikler anemiye neden olabilir.
  • Demir gereksiniminin arttığı durumlar: Ülser kanamaları, kadınlarda adet kanamaları gibi akut veya kronik kan kaybı,paraziter enfeksiyonlar, özellikle yaşamın ilk yılı ve adelosan dönemi gibi hızlı büyüme dönemlerinde demir gereksinimi artmakta ve anemiler görülebilmektedir.
  • Demirin emilim bozuklukları Kronik ishaller, kronik enfeksiyonlar, sindirim sistemi anomalileri, malabsorbsiyon sendromu gibi demir emiliminin bozulduğu durumlarda anemi görülebilir.
  • Kurşun zehirlenmesi: Akaryakıttaki kurşunun havaya karışması ile oluşan kurşun zehirlenmelerinde demir eksikliği anemileri görülebilmektedir. Önlem olarak yiyeceklerin bol su ile yıkanması ve üzeri örtülü kaplarda saklanması önerilmektedir.


Kimler risk altında?
Yüksek risk grubu içerisinde doğurganlık çağında olan ve menstürasyon nedeni ile kan kaybı olan kadınlar, demir ihtiyacı artmış gebe veya emziren kadınlar, çocuklar, ve diyetinde yeterli oranda demir bulunmayan kişiler bulunmaktadır. Kan kaybına bağlı risk faktörleri arasında peptik ülser hastalığı, uzun dönem aspirin kullanımı, kalın barsak kanseri, rahim kanseri ve tekrarlayan kan bağışı sayılmaktadır. Görülme sıklığı her bin kişinin ikisindedir.

Demir eksikliği anemisinin belirtileri
Belirtileri soluk deri rengi, yorgunluk, güçsüzlük, nefes darlığı, düşük kan basıncı, dilde yanma ve kırılgan tırnaklardır. Yapılan kan tahlilleri ile tanı konulabilir. Biraz daha ağır olgularda iştahsızlık, sindirim bozuklukları, kabızlık, bazen ağrılı yutma gibi sindirim bozuklukları ortaya çıkabilir. Tüm kansızlıklarda görülen çarpıntı, eforla oluşan nefes darlığı, baş dönmesi, kulak çınlaması, halsizlik, çabuk yorulma görülebilir.

Hekim muayenesinde deri ve mukozalarda solukluk, dilde kızarma, kabarcık ve küçük çatlaklar görür. Ağır olgularda ağız köşelerinde çatlaklar ve dalak büyümesi görülebilmektedir. Bazı hastalarda toprak yeme gibi belirtiler ortaya çıkabilir!

Hangi besinler tüketilmeli?

Kırmızı et, karaciğer ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalardır. Un, ekmek ve bazı tahıllar demir ile zenginleştirilmiş olabilir. Eğer, diyette demir eksikliği mevcut ise ağızdan ilaç olarak alınabilir. Gebelik ve amzirme dönemi gibi ihtiyacın arttığı dönemlerde diyette demir alımı arttırılmalı veya ağızdan ilaç olarak alınmalıdır.

Nasıl tedavi edilir?
Tedavi aşamasında demir eksikliği anemisinin nedenini tanımlamak çok önemlidir. Demir eksikliği, diyet ile arttırılan demirin arttırılması ile giderilemeyebilir. İlaç şeklinde ek olarak verilmesi gerekebilir.

Ağızdan ilaç olarak alınan demir, ferröz sülfat formundadır. En iyi demir emilimi aç karnına olmasına rağmen pek çok insan buna katlanamaz ve gıda ile almak ihtiyacını duyar. Süt ve anti-asit türü ilaçlar demir emilimini engelleyebileceğinden demir ile alınmamalıdırlar. C vitamini demir emilimini arttırırken hemoglobin üretiminde de önemli yer tutar.

Diyet ile alınancak miktar yeterli olmayacağından gebelik ve emzirme dönemi sırasında kadınların demir hapları kullanmalarına ihtiyaç vardır.

Demir tedavisine başladıktan iki ay sonra hemoglobin düzeyi normale çıkacaktır, ancak çoğunlukla kemik iliğinde olan demir depolarını doldurmak amacı ile tedaviye 6-12 ay daha devam edilmelidir.

Damar içerisine veya kas içerisine uygulanabilecek demir ilaçları da ağızdan alıma dayanamayan hastalarda kullanılabilir.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER