milliyet cadde 30.03.2010

Karar verirken kendinize odaklanın

Kararsızlıktan şikayetçi misiniz? Psikolog Dr. Başak Demiriz’in karar verirken yapmamız gerekenlerle ilgili önerilerine bir göz atın!

Kararsızlık zordur. Bazen günlerce bir konuda karar vermeye çalışır, bir türlü bir sonuç alamayız. 'Bir türlü karar veremiyorum' der, yapmamız gerekenleri ertelemek zorunda kalırız. Alışveriş, iş değişikliği, ev değişikliği, çocuklarımızla ilgili almamız gereken kararlar, kararsızlıktan şikayetçi olanlara büyük bir yük olur.

Karar verirken kendinize odaklanın

Psikolog Dr. Başak Demiriz “Kimileri karar vermek zorunda oldukları duruma ‘problem’ kimi de ‘bir fırsat’ olarak bakar. “Eyvah şimdi nasıl karar vereceğim” demek yerine “Bu fırsatı nasıl değerlendirebilirim” deyin. Karar aşamasındayken, tercihlerinizi, değer yargılarınızı, önceliklerinizi, ihtiyaçlarınızı ortaya çıkarmaya çalışın.” diyor.

Psikolog Dr. Başak Demiriz’in Milliyet Cadde’de yer alan köşesini severek takip ediyoruz. Psikoterapi diyaloglarından oluşan yazılardan “karar verme” konusuyla ilgili olanı sizlerle paylaşmak istedik…


Danışan: Bunun için hiç psikologa giden olmuş mudur bilmiyorum ama benim en büyük derdim karar verememek.

Dr. Başak: Özel bir konuda mı karar veremiyorsunuz, yoksa her zaman mı karar vermekte güçlük yaşıyorsunuz?

Danışan: Küçüklüğümden beri kararsız olduğum bilinir ama o zamanlar bu bir problem değildi, sonuçta annem babam benim için karar veriyordu. Hatta bu halimi komik ve şirin bulurlardı, adımı ‘Kararsız Kasım’ takmışlardı. Evlendiğimden beri de idare ediyorum, çünkü çoğu kararı eşime bırakıyorum. Ama artık en ufak bir konuda bile kararsızlık yaşamam hiç komik ve şirin olmuyor!

Dr. Başak: Anladığım kadarıyla karar verememek sizde epey bir sıkıntı yaratıyor ve hatta biraz da kızdırıyor.

Danışan: Hem de çok. Diyelim bir palto alacağım, bir hafta boyunca onu mu alsam bunu mu alsam diye düşünüyorum, aynı dükkanın önünden geçiyorum, bazen defalarca deniyorum. En sonunda karar verdiğim palto için dükkana gidiyorum, palto satılmış. Bu kadar enerji, üzüntü, iç sıkıntısı, zaman boşa gidiyor, kızıyorum tabii kendime. Yani artık bunun ciddi bir problem olduğunu düşünmeye başladım.

Dr. Başak: Bunun ne zaman ve nasıl bir problem olduğunu anlamaya çalışalım. Çünkü aslında gün içinde birçok konuda hiç durmadan seçim yapıyoruz ve eminim siz de farkına bile varmadan bir sürü konuda karar veriyorsunuzdur.

Danışan: Bilmem, ben sanki her konuda kararsızlık yaşıyorum.

Dr. Başak: Öyleyse bir düşünün, uyandığımızdan itibaren ne kadar çok seçim yapmak durumunda kalıyoruz; kahvaltıda ne yesem, gazetenin hangi sayfasını okumakla başlasam, işe giderken hangi yolu kullansam, ne giysem, hepsi bir kararı gerektiriyor.

Danışan: Gerçekten ne kadar çok şey varmış karar vermemiz gereken. Ama bazı konularda hiç böyle çabuk karar veremiyorum.

Dr. Başak: Bazı konularda daha kolay, bazılarında ise daha zor karar veriyor olmamız çok doğal. Özellikle hayatımızı uzun süre etkileyecek kararları vermek, örneğin yeni bir eve taşınmak, yeni bir kariyere başlamak, evlenmeye karar vermek çoğu insan için kolay olmaz.

Danışan: Hele öyle büyük kararlar vermek benim için tam bir kabus. Evlenirken eşim çok kararlı olmasa herhalde hiç evlenemezdim.

Dr. Başak: Öyleyse önce karar aşamasında yaşadığınız duygulara bakalım. “Tam bir kabus” dediniz, biraz daha anlatır mısınız neler hissettiğinizi?

Danışan: Korku, endişe, evham, iç sıkıntısı ve bu böyle uzun sürerse mutsuzluğa kadar gidebiliyor.

Dr. Başak: Aklımızdan bazı düşünceler geçmeden bu duyguları hissetmemiz mümkün değildir. Biraz önce bahsettiğiniz palto örneğini kullanalım. Diyelim dükkandasınız ve paltoyu alıp almamak konusunda kararsızlık yaşıyorsunuz. Şimdi o ana odaklanalım. Kendinize neler söylüyordunuz, hatırlıyor musunuz?

Danışan: Evet, biraz hatırlıyorum. “Bunu alırsam acaba pişman olur muyum?”, “Başka bir yerde daha ucuzunu ve daha güzelini bulabilir miyim?”

Dr. Başak: Diyelim ben oradaydım ve sizin iç seslerinize cevap verdim ve dedim ki, “Bunu alacaksınız ve sonra başka bir yerde daha güzelini göreceksiniz.” Ne hissederdiniz?

Danışan: Çok aptal hissederdim.

Dr. Başak: Başka ne hissederdiniz?

Danışan: Başarısız hissederdim, “Bir palto almayı beceremedim” diye kendime kızardım.

Dr. Başak: Farkındaysanız artık paltodan hiç bahsetmiyoruz, sadece sizin seçiminiz konusunda kendinize neler söylediğinizden ve bu sözlerden dolayı neler hissettiğinizden konuşuyoruz. Yani aslında sizi kötü hissettiren seçiminiz değil aklınızdan geçen o düşüncelerdi.

Danışan: Evet ama ben söylemesem, etrafımdakiler söyleyecek, “Bula bula bunu mu aldın” diye.

Dr. Başak: Başkalarını düşündüğünüzde kötü hissedeceksiniz, çünkü hâlâ “Sadece bir tane doğru palto var ve onu bulmak zorundayım, bulamazsam hem aptal hem de beceriksizim” diye düşünüyorsunuz.

Danışan: Doğru bir palto yok mu? (gülerek)

Dr. Başak: Sadece ‘bir’ tane doğru yerine doğru olabilecek birçok palto olma ihtimali daha gerçekçi değil mi? İnsan, “Doğru olabilecek sadece bir seçenek var” diye düşünürse, doğru seçimi yapmadığı takdirde hayatının en büyük hatasını yapacağını düşünebilir. Böyle düşünen bir kişi ömür boyu o doğruyu aramakla vakit geçirebilir.

Danışan: Ne kadar fena ben hep böyle düşünüyorum işte, hata yapmaktan çok korkuyorum.

Dr. Başak: Çünkü her seçime ‘doğru’ veya ‘yanlış’ olarak bakıyorsunuz birçoğumuzun yaptığı gibi. ‘Ya hep, ya hiç’ şeklinde düşünmek bir düşünce hatasıdır. Doğruyu 100, yanlışı da 0 olarak değerlendirdiğimizde hayatta var olan 99 alternatifi otomatik olarak elemiş oluruz.

Danışan: Ben her şeyin 100 olanını bulmaya çalışıyorum ama bazen bu imkansız galiba. Ayrıca çok da yorucu.

Dr. Başak: Yorucu olmakla beraber, her şeyin en iyisini bulmaya çalışmakta bir problem yok, ama diyelim bulamadınız ve 95’e razı olmak zorunda kaldınız, işte asıl problem bu seçim sonunda hissettikleriniz.

Danışan: Seçimimi içime sindiremiyor olmam yani.

Dr. Başak: Evet, seçimle ilgili hissettikleriniz çok önemli olduğu gibi bu süreci nasıl yaşadığınız da çok önemli. Kimi insan karar vermek zorunda olduğu duruma bir problem, kimisi de bir fırsat olarak bakar. Eğer her seçime bir fırsat olarak bakarsanız duygularınız daha olumlu olacaktır. “Eyvah şimdi nasıl karar vereceğim, ya daha kötü olursa” demek yerine “bu fırsatı kendim için nasıl değerlendirebilirim” diye sorup, dış dünyayı bir tarafa bırakarak kendinize odaklanmanızı tavsiye ederim.

Danışan: Dış dünyadan uzak karar vermek nasıl olacak?


Dr. Başak: Sizin hakkınızda sizden daha iyi bilgisi olan kimse olamaz. Hayallerinizi, becerilerinizi, ihtiyaçlarınızı ve problemlerinizi en iyi siz bilebilirsiniz. Bu nedenle, karar verme aşamasındayken sadece kendinize odaklanın, tercihlerinizi, değer yargılarınızı, önceliklerinizi, kendinizle ilgili güçlü ve zayıf noktalarınızı, ihtiyaçlarınızı ortaya çıkarmaya çalışın. Hatta isterseniz bir liste yapın. Bunları ortaya çıkardıktan sonra hangi seçeneğin sizi tatmin ettiğini bulmak daha kolay olur. Kabul etmek gerekir ki bazen hiçbir seçenek bütün hayallerinizi yüzde yüz karşılayabilecek kadar doğru olmayabilir. Ama asıl olan, artık verdiğiniz karar değil, sizin kararınız karşısındaki tutumunuzdur. Ya kendinizi suçlamaya, yermeye, sorgulamaya devam edip mutsuz olursunuz ya da kararınızın arkasında güçlü bir şekilde durup keyfini çıkarmaya başlar ve hayatınızı daha da güzelleştiren yeni seçeneklerin arayışına girersiniz.


Psikolog Dr. Başak Demiriz, Milliyet Cadde


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER