@Pudra özel haberidir, izinsiz kullanılamaz. 31.12.2015

Eşşiz bir deneyim: Likya Maratonu

Büyüleyici bir doğada yapılan Likya Ultra Maratonu'na katıldım. Bu eşsiz deneyim kendi sınırlarımı aşmamı sağladı. Benim için tam bir hayat dersi oldu.

Likya Maratonu denince aklıma olağanüstü bir doğada kendi sınırlarını zorlamak geliyor. Yaklaşık 250 km’lik parkur 6 gün boyunca, tarihi Likya yolu boyunca geçiliyor. 26 Eylül 2015’te Ovacık’tan başlayan ve Çıralı sahilinde sona eren Likya Ultra Maratonu’nun ilk günü koşulan ‘Eşsiz bir deneyim’ etabına katıldım. Bu yazı 20 kilometrelik bu koşuda deneyimlediklerimi anlatıyor.

Likya Maratonu’na ilk kez düzenlendiği 2010 yılından bu yana katılmak istiyordum. Biraz çılgın bir hayaldi benim için. Koşucu değildim, İstanbul’da keyfine 20 kilometre yürüyordum ama bir yarışa katılmamıştım. Bir cesaretle bu yıl, yarıştan bir hafta önce katılmaya karar verdim. Maratondan önceki ben ve sonraki ben arasında büyük bir fark vardı. Her şeyden önce kendi sınırlarımı zorlamak ve hazırlıksız bile olsam bu yarışa katılmak bana hayatta her şeyi yapabileceğimi gösterdi. 
 
2015-likya-ultra-maratonu-start
Likya Ultra Maratonu 2015'e start verildiğinde herkes heyecanlıydı


26 Eylül 2015’te Ovacık’ta sabah 07.00’de yarış başladı. Yarışın hemen başında yaklaşık 1000 metrelik bir tırmanışla Babadağ’a çıktık. Sonra yol boyunca tepelerden indik, vadilerden geçtik, antik yollar boyunca yürüdük ve 20 kilometre sonunda başka biri olarak ilk günü tamamladık.
Yarış boyunca aklımdan geçenler ve bunlardan çıkardığım derslere gelince…
 
Anlar birbirini tamamlar
Sabahın erken saatlerinde koşmaya  başlamış olsak bile 9.30 itibariyle inanılmaz bir sıcak yüzüme çarpmaya başladı. Dik yamaçlara tırmanırken genelle ağaçların gölgesi boyunca ilerlediğimizden sıcağı hissetmiyordum. Zorlu tırmanışları serin bir havada yaptık. Tepeye varınca tırmanış bitmiş, bu defa sıcak başlamıştı. Aşağıda doğru kıvrılan patika boyunca inecektim. Ve güneş tam karşıdan geliyordu. Etrafta hiç ağaç yoktu, toprak beyaz renkteydi. Tepeden vadiye yokuş aşağı inerken hem sıcaktan hem de ışığın gözümü kamaştırmasından yeterli hızla ilerleyemedim.   
Ders: Her yokuşun bir inişi, her sıcağın bir serinliği var. Hayatta iyi ya da kötü yok. Biri olmadan diğerinin bir anlamlı olmuyor. Her şey birbirini tamamlıyor.
 
2015-likya-maratonu




















Yola devam et, karşına hep sürpriz çıkar
Yolda “artık bu tepeyi aşınca daha fazla tırmanamayacağım, çok yoruldum” diye düşündüğüm anlar oldu.  Tepeye vardığımda tırmanışın sonuna gelmediğimi, aşılması gereken başka tepeler de olduğunu gördüm. “Hayat beni bir kez daha sınıyor” diye düşündüm ama yola devam ettim. Ve sonunda ödülümü aldım. Dağın zirvesine ulaşınca karşımda inanılmaz bir kanyon duruyordu. Hava buz gibi serindi ve artık tırmanış bitmişti. Düz bir yolda yaklaşık 15 dakika koştum.
Ders: Hayat da böyledir. Vazgeçmek istediğiniz zamanlar vardır ama yılmayıp elinizden geleni yaparak devam ettiğinizde karşınıza eşsiz bir şans çıkar.
 
Kendi bildiğinden şaşma
İyi harita okurum ve yön duygum iyidir. Likya Maratonu’nda sadece iyi bir koşu performansı çıkarmak yetmiyor.  Doğada yönünü bulmak da bu maratonun en önemli yanlarından biri. Kaybolmamamız için üzerimizde taşıdığımız takip cihazları sayesinden eğer rotadan çıkmışsak organizasyon ekibi bizi arayarak rotaya geri dönmemiz konusunda uyarıyor. 20 km koşucularına CPS verilmedi, bizimle birlikte koşan 6G ve ultra maratoncuların ellerinde CPS cihazları vardı. Bir süre birlikte yürüdüğümüz 6G katılımcısı yolun bir anında elindeki CPS’e bakarak “bu tarafa gideceğiz” dedi. Bir an tereddüt ettim, kafamdaki başka düşüncelere odaklandığımdan pek de önemsemedim. Ve bingo! Harika bir 10 dakikalık inişten sonra yanlış yolda olduğumuzu fark ettim. Tekrar tırmanmak çok acıydı. Yol hem çok dikti, hem de yanlış yola saptığım için bana daha da zor geldi.
Ders: Zaten ne yaptığını biliyorsan kendi yolunu takip etmelisin. Ne yaptığını/yapacağını bilmiyorsan, gerçekten bilen bir rehbere ihtiyacın var.

2015-likya-ultra-maratonu-
Hayat 100 metre yarışı değil!
Önünde uzun bir yol olduğunu bilerek yürümek gerekiyor. Bazen kendimde inanılmaz bir güç bulup tüm kondisyonumla koşmak istedim. Oysa bir sonraki etabı da düşünmek gerekiyor. 3 km yüksek tempoda koşup, tam arıların olduğu bölgede tükenmiş bir halde yavaş adımlarla yürüyemezdim. Kondisyonumu koşunun bütününe göre ayarlamam gerekiyordu.

Ders: Hayat uzun mesafeli bir koşu. Her zaman koşamazsın. Kimi zaman yürümek bir sonraki bölümde koşabilmene imkan verir.
 
Senin için en doğrusu ne?
Yarışa başladığımda sırt çantamda 2,5  litre su vardı. Bu benim dağlık arazideki ilk koşum olduğundan ne kadar suya ihtiyacım olacağını bilemiyordum. İlk 1 km’de çok fazla su aldığımı, bu ağırlığı taşımaktan çok yorulacağımı düşünüp duruyordum. 1000 metreye tırmanırken yoruldum ve çok su içtim. 5. Km’yi tamamladığımda tüm suyumu tüketmiştim. Hepsini hangi ara içmiştim? Son yudumu içerken aklımdaki tek soru ‘Acaba nereden su bulabilirim’di.  Su alabileceğim kontrol noktasına daha 5 km vardı.

Bir süre suyu düşünmeden yürümeye çalıştım. Nispeten kolay olan yollarda bile koşmadım. Ama bir süre sonra sadece suya odaklanmış haldeydim.  Öyle ki, yanımdaki 6G koşucusu bir yarışmacıdan bir yudum su istedim (‘benim de az’ dedi, vermedi!).  “Susuz kaldım, ne yapacağım” sorusuna takılıp kalmanın bana bir faydası olmayacağını fark etmem uzun sürmedi. Bir şekilde karşıma suyun çıkacağını inandım ve temponu artırmaya karar verdim. Gerçekten de bir süre sonra üç beş şişe su ve birkaç çeşit bisküvi satan biriyle karşılaştım. Üç şişe su aldım. Bir şişesini hemen orada içtim.

Ders: Olumsuz düşüncelere odaklanmak sana yol aldırmaz. Kendine ve evrene inan. Beklediğin destek bir şekilde sana gelecektir.
Ders2: Dengede kalmak bazen hayatınızı değiştirir. Çok fazla yük taşırsan çabuk yorulursun, alman gerekenden daha azını yanına alırsan yolda kalırsın.

Hafifle ve sadeleş
Antik yollarda yürürken her şey bir başka mı geliyor ne? Tüm bu yolculuğu hatırlamak için çeşit çeşit kozalakları yanıma almak istedim. Ama yürürken her şey ağırlık vereceği için almadım.
Ders: Sana ağırlık veren şeyleri fark et ve hayatından uzaklaştır.
 
2015-likya-ultra-maratonu
Anda ol
Zihnimde istediğim kadar koşuyu planlamış olsam da koşmaya başlayınca planlar değişti. Daha hızlı olacağımı sandığım yerlerde (güneş, susuzluk ya da arılar nedeniyle) daha yavaş ilerledim. Arazinin inişlerini, çıkışlarını iyi bilmediğimden kondisyonuma sadece o an karar veriyordum. Genel olarak düz yollarda koştum, eğimli arazine yürüdüm. Yokuş aşağı inerken de hızımı azaltmam gerekti. 
Ders: Hayat beklediğin gibi gitmeyebilir. Anda ol. O an ve o şartlarda verdiğin kararlar seni sonuca götürür.
 
Hepimiz bu hayata bir şeyleri deneyimlemek için geldik. Koşarak, yoga yaparak, dans ederek, tanımadığımız insanlara yardım ederek, sokak hayvanları için çalışarak, yazarak, konuşarak ya da susarak kendi yolculuklarımızı yapıyoruz. Hepimizin yolu açık olsun.

Gelecek yıl belki birlikte koşarız? Ne dersiniz? Ama bu defa daha erken karar verip, biraz hazırlanmak iyi olur.

Emel Erden

Gelecek yılki yarış 24 Eylül-2 Ekim 2016'da. Maratonla ilgili bilgileri Likya Ultra Maratonu'nun sitesinde bulabilirsiniz: likyayoluultramaratonu.com/TR/

Antik Likya Yolu sadece koşucular için değil, doğa ve tarih meraklılarının da rahatlıkla yürüyebileceği parkurlara evsahipliği yapıyor. Yürüyüş rotaları hakkında bilgi almak için Likya Yolu'na gönül veren Altuğ Şenel'in sitesi likyayolu.org 'u ziyaret edebilirsiniz. Yürüyüş yapmak istiyorsanız Altuğ Şenel size rehberlik de yapabiliyor.

Likya Ultra Maratonu hakkında daha fazla fotoğraf için lütfen galeriye tıklayın.
POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2