@Pudra özel haberidir, izinsiz kullanılamaz. 30.10.2009

Dileklerinizi akıllı hedeflere dönüştürün

Hayallerimizin hepsinin biz istersek gerçek olabileceğinin farkında mıyız? Ama önce hedef koymasını bilmeliyiz. İşte hedef koyma yöntemleri!

Bir isteğiniz, dileğiniz olduğu zaman ne yapıyorsunuz? Bir istek, temenni olarak kalmaya devam mı ediyor; yoksa onu bir hedef haline getirebiliyor musunuz?

Kişisel gelişim, akıllı hedefler, hedef koyma, saba deniz, yaşam koçu

Her gün kendimiz için bir sürü şey dileriz, hayal ederiz. Peki bu hayallerimizin biz istersek hepsinin gerçek olabileceğinin farkında mıyız?

Hepimiz düşüncelerimizin, inançlarımızın yarattığı duvarlar içinde özgürüz. Kendi düşünce süreçlerimizi daha iyi anlayarak, alışkanlığa dayalı, çoğu zaman bilinçsiz olan davranışlarımızı kontrol altına alabilir ve bu sayede de daha önce ulaşılması imkansız görünen hedeflerimize ulaşabiliriz. Yetkin kişi olmaktan çıkıp, isteklerini gerçekleştirebilen, hayatını kontrol eden mükemmel biri olabiliriz.

Konusunda yetkin biri olmak ile mükemmel biri olmak arasındaki fark sizce nedir?

Kişisel filtreler insanın yapısına, düşünce tarzına ve o anda içinde bulunduğu ruhsal duruma göre değişir. Yani dışarıda olanları mutlak gerçekler olarak değil kendi “gerçeklerimize” başka bir değişle kendi “harita”larımıza göre algılarız. Haritalarımız bir anlamda bizim kişisel filtrelerimizdir. Herkesin kendine göre oluşturduğu gerçeklere “harita“ denmektedir.

Mükemmel kişiler çok çeşitli bakış açıları ve çok sayıda davranış seçenekleri içeren haritalara sahip olan kişilerdir.

Öyleyse dileklerimizi hedef haline getirirken karşılaştığımız zorluklara da mükemmel insanların bakış açısıyla bakmalıyız. Zorluklar karşısında yılmamalıyız. Farklı haritalara bakabilmeliyiz.

Tıpkı Japon balıkçıların* hedeflerine ulaşana araştırmaya devam etmesi ve Edison’un yüzlerce denemeden sonra hala elektriği bulamaması konusunda ne düşündüğünü soranlara: “Başarısızlığa uğramadım. Sadece ampulün bulunamayacağı bir yol daha keşfettim” demesi gibi…

İsteklerimizi gerçekleştirebilmek için kendimize hedefler koymalıyız. Hedeflerimizi de akıllı, net hedefler haline getirmeliyiz. Bunun içinde hedeflerimizin bu 5 kuralı içermesi gerekir;

S- specific - Belirli
M-measurable – Ölçülebilir
A- attainable - Ulaşılabilir
R- rational - Rasyonel
T- time limited - Zaman Sınırlı

Bir örnek verecek olursak: “Tatile gitmek istiyorum” bir hedef değildir; sadece bir temenni, bir dilektir.

Ne zaman “Yılbaşına kadar yıllık iznimden kalan bir haftayı ve bankadaki paramdan 3000 TL’yi kullanarak New York‘taki arkadaşım Ayşe’yi ziyaret etmek istiyorum” dersek işte o zaman “akıllı bir hedef” koymuşuz demektir.

İşte o zaman akıllı hedeflerimiz ve mükemmel haritalarımızla hayatımızı doya doya ve kendimizi geliştirerek yaşarız.

*Bakın Japon balıkçılar problemlerini çözmek için neler yapmışlar.

Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdi. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktaydı. Balıkçılar, Japon nüfusunu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılmak zorunda kalıyorlardı. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alıyordu ve tutulan balıkların tazeliği de kaybolmaktaydı. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın tadını da sevmemişlerdi. Bu problemi çözmek için, balıkçılar teknelerinde soğuk hava depoları kurmak zorunda kalmışlardı. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi.

Ancak Japon halkı, taze ile dondurulmuş balık arasındaki lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş balıklara fazla para ödemek istemiyordu. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumu yaptırdılar. Balıklar içinde biraz fazla sıkışacaklardı, ama yine de canlı kalabileceklerdi. Japonlar canlı olmasına rağmen, bu balıklarında lezzet farkını anlayabiliyorlardı. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri, hareketli balığa göre lezzeti yine de beğenilmiyordu. Balıkçılar nasıl olacakta Japonya’ya taze ve lezzetli balığı getirebileceklerdi?

Siz olsaydınız ne yapardınız?

Japonlar balıkları yine teknelerindeki akvaryumda tuttular, ancak içine küçük bir de köpek balığı attılar. Bir miktar balık köpek balığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi. Buradan da görüleceği üzere problemlerden uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir.

Problemleriniz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın.

Beyninize bir köpekbalığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün.

- Bu hikaye “NLP ile beyninizi kullanma kılavuzu “ HAKAN ADALI Kar Yayınları adlı kitaptan alınmıştır.



Dileklerinizi akıllı hedefler haline getirmeniz ve beyninizde ufak bir köpekbalığının dolaşmasına izin vermeniz dileğiyle,


Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER