› 
 › 
09.08.2023

Vedat Milor'un gözünden Türk mutfağı ve şarap

Ünlü yemek ve şarap eleştirmeni Vedat Milor, yemekte olmazsa olmazlarını açıkladı ve ülkemizde bir statü haline gelen şaraba ve Türk mutfağına değindi.

Yemek ve şarap eleştirmeni deyince akla gelen ilk isim olan Vedat Milor, Türk mutfağının dünyada sevilen bir konumda olduğunu belirtti ve Türk lezzetlerinin ilk 10'da olduğunu vurguladı. Ünlü yemek ve şarap eleştirmeni Vedat Milor yemekte kendi olmazsa olmazlarını açıkladı ve hayatı hakkında az bilinen detaylara yer verdi. 

Vedat Milor'un gözünden Türk mutfağı ve şarap

Türkiye'nin sevilen yemek eleştirmenlerinden biri olan Vedat Milor, sosyal medyayı etkin kullanan isimlerden biri. Bu sayede sadece gurme zevklerin peşinde olanların değil, Twitter gibi mecralarda gündemi merakla takip eden sosyal medya kullanıcılarının da yakından tanıdığı bir isim haline geldi.

 
Vedat Milor - Menemen anketi

"Menemen soğanlı mı olur soğansız mı?" gibi sorularıyla gündemi eğlenceli ve bambaşka bir yere taşıyan, insanların gündem dertlerinden sıyrılıp yemek gibi ortak bir noktada nefes almasına fırsat veren Milor, kullanıcılarla kurduğu etkileşim dili sayesinde de herkes tarafından sevilen bir sima haline geldi.

Vedat Milor - Twitter

Bir anda aynı zamanda bir sosyal medya fenomeni haline gelen ancak hem sosyoloji alanında akademik kariyeri olan hem de uzun yıllardır şarap ve yemek eleştirmenliği yapan Milor ile Breaking News Turkey'den Elif Taylan, özel bir röportaj yaptı.

KÜÇÜKKEN YAŞLILARI DİNLEMEKTEN HOŞLANIRDIM, BÜYÜDÜM, GENÇLERİ MERAKLA DİNLİYORUM

Taylan'a verdiği röportajda tek çocuk olarak büyüdüğünü anlatan Milor, "5 yaşında annem ve babam ayrıldı. Babaannem ve dedem büyüttü beni, hüzün ise onların erken ölmesi oldu. 13 yaşındayken dedem, 16 yaşındayken de babaannem vefat etti. Babaannem kalp hastasıydı, dedem ise çok sağlıklıydı. Beklenmedik bir şekilde vefat etti. Çekingen bir çocuktum, çok aktif biri değildim. Her çocuk gibi bilye ve top oynardım. Yıllar sonra anneme beni 9 yaşındayken tanıyan bir arkadaşının mektubunu buldum. Annem bu mektubu saklamış. Annem ölünce onun mektupları arasında buldum ve okudum. Benden bahsederken 'bu çocuk herkes gibi değil, değişik bir çocuk' yazıyordu. Bu yazı çok ilgimi çekmişti. Büyüklerin sofrasında olmaktan, onların ne konuştuğunu dinlemek hep ilgimi çekmiştir. Ayrıca okumaya da çok hevesliydim. 9 yaşındayken dedem İlyada'yı ve Finlandiya'yı anlatan bir kitap vermişti. Şimdi nasıl, gençlerin ne konuştuğunu dinlemekten hoşlanıyorsam o zamanlar da yaşlıların ne konuştuğunu merakla dinlerdim" diye konuştu.

TEZİ ABD'DE EN İYİ TEZ SEÇİLDİ AMA TÜRKİYE'DE ÇOĞU KİŞİ BUNDAN HABERDAR DEĞİL

1990 yılında ABD'de sosyoloji ile ilgili yazdığı bir tezden sonra ödül aldığını ifade eden Milor, "Bir konu ne kadar çok insanı ilgilendirirse o kadar çok insan tepki ve ilgi gösteriyor. Doktora tezi demek son derece önemli bir konudur. Şimdi eminim birçok insan benim anlamadığım konularda tezler yazıyordur. Bununla alakalı bir Türk ödül alsa çok hoşuma gider ama derinliğini okumak beni ilgilendirmez. Benim ödül aldığım tez de teknik bir tezdi, o nedenle herkes tarafından duyulmamış olabilir. Ancak sosyal medyada ise hepimizin bildiği, üzerinde fazla çalışmadan fikir beyan ettiğimiz konulardır. O nedenle herkes tarafından ilgi görüyor.

AKADEMİK KARİYERİ YERİNE HUZURU VE AİLEYİ SEÇTİ

Akademik kariyerimi bir yana bıraktım. Belli bir hayat mottom olmadı, huzurlu ve aile odaklı yaşıyorum. Eskiden işim gereği de çok fazla ülke dolaştım, yeni yerler görmek, farklı kültürleri yerinde görmek ve anlamak, o ülkenin gastronomisi bana büyük bir zevk vermiştir. Bu bir merak, akademisyenlikte de bu vardır. İyi bir akademisyen olmak için meraklı olmak ve araştırmak lazım" şeklinde konuştu.

"TOPLUM BİZDEN SÜREKLİ BİR ŞEYLER İSTİYOR"

Yaşamın kendisi için kişisel bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Milor, "Büyümek, olgunlaşmak demek aslında kendinizi bilmek, sorumluluk kabul etmek demek. Başkaları için bir şey yaptığınız zaman o zaman aslında iki konu vardır; Ya kendinizi başkalarına beğendirmeye çalışıyorsunuzdur, bu da kendinize öz saygınızın olmadığını gösteriyor. Ya da yapmak istemediğiniz bir şeyi başkaları öyle istiyor diye yapıyorsunuzdur. Bunu yapınca da farkında bile olmadan bir şekilde öfkeli oluyorsunuz. Yavaş yavaş öfke içinizde birikmeye başlıyor ve başkalarını suçluyorsunuz. Ben de böyle olmamak gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca başkalarının tasvip etmesi için yaşamak da doğru değildir. Çünkü o başkaları hiç doymayan aç bir martı gibidir. Ne kadar yemek versen daha fazlasını ister. Bu ilişkilerde de böyledir. Bir taviz başlayınca bunun sonu gelmez çünkü o taraf hiç tatmin olmaz, ister de ister. İşte toplum da böyledir. Toplum bizden toplum baskısıyla sürekli bir şeyler istiyor. 'Şunu yap, bunu yap, şöyle davran, şöyle giyin' gibi söylemler hep var, ben çocukluğumdan beri bu tür söylemlere kulak asmamışımdır. Ama aile farklı, eşiniz ve çocuğunuz için tabii ki özveride bulunuyorsunuz, bu sizin kendi seçimiz oluyor" ifadelerini kullandı.

'ŞARAP ÜLKEMİZDE STATÜ HALİNE GELDİ'
Vedat Milor - Şarap

Koku duyusunun çok geliştiğini söyleyen Vedat Milor, "Bu koku durumuna ben de çok şaşırıyorum. Allah vergisi, doğuştan gelen bir şey. Şarap konusu da yeni bir durum değil ve Türkiye'de başlamadı. Doktoraya gittiğimde orada şarap sosyal bir içkidir, tek başına içilen bir şey değil. Yemeğin bir parçasıdır. Ben ilk başlarda hoşlanmadım. Daha sonra Kaliforniya'da birçok yerde cuma ve cumartesi günleri bedava şarap tadımları olurdu. Ben de biraz anlamaya çalıştım ve yorumlarda bulundum. O zaman insanlar, 'bunun dersini mi aldın' diye sormaya başladı. Bu konuda ciddi bir kabiliyetimin olduğunu söylediler. Daha sonra bir dükkanda 12 dolara bir şarap tavsiye ettiler ve bir şişe aldım, içtim. 'Bu şarap nasıl bu kadar güzel olabilir' dedim. Çok güzel bir his yarattı, sonra da şarap-yemek uyumuna geçmeye başladım.

"ŞARAP İLE OLAN İLİŞKİMİ HİÇİR ZAMAN İŞE ÇEVİRMEDİM"

Şarap-yemek uyumu üzerine çalışırken, hiçbir zaman bunu işe çevirmedim. Çünkü bunu işe çevirirsem aşk biter diye düşündüm. Benim için o bir yaşam stilinin, kültürünün bir parçasıdır. Ayrıca şarabı metalaştırmayı sevmiyorum. Şarap ülkemizde statü haline geldi, 'ben senden üstünüm' hava atmak gibi bir durum oluştu. Bu yüzden asıl amacı olan keyif vermekten çıkıyor. Şarap, rekabet konusu olmamalı, onu gördükçe veya bana 'en iyi şarap nasıl olmalı' diye sorulunca hep içime kapanıyorum" dedi.

'KUZU OTLAMIŞ MI YETİŞTİRİLMİŞ Mİ, HEMEN ANLARIM'

Et konusuna da değinen Milor, "Bir kuzu doğal mı otlamış ben bunu anlarım. Çünkü kekik kokusu var, deniz kenarına yakın yaşayanlarda gerçekten o tuzluluk oluyor. Yoksa besi kuzusu mu, bir de körpeliğinden tahmin edebilirsin. Koku hafızası diye bir şey var, bu ayrım da onun gelişmesinden geliyor.

YEMEK YAPMA KONUSUNDA BECERİKLİ MİSİNİZ?

"Yemek yapma konusunda becerikli değilim, bu durum evde işime de geliyor. Ben daha çok üzerine konuşmayı seviyorum. Evde yemekleri eşim yapıyor ama o da çok yoğun olduğu için hızlı olan şeyleri yiyoruz. Mesela ızgara balık, ızgara et ve salata, menemen, mantar sote veya ıspanaklı yumurta; böyle gayet basit 45 dakikada yapılan yemekler yiyoruz." 

YEMEKTE OLMAZSA OLMAZLARINIZ NELERDİR?

"Benim olmazsa olmazım, her yemeğe lezzet veren soğan ve sarımsaktır. Twitter'da anket yapıyorum. Aslında bunları önceden planlamıyorum, izleyicilerden geliyor. Bir ara 'hocam menemen soğanlı mı olur, soğansız mı olur' diye sordular. 'Ben de o zaman bir anket yapalım' dedim. Bu şekilde anketler oluyor"

TÜRK MUTFAĞI DÜNYADA BİLİNEN VE SEVİLEN BİR MUTFAK MI?

"Türk mutfağının dünyada da seviliyor. Gördüğüm kadarıyla Türkiye'ye gelen ve gerçekten gastronomi meraklısı, bundan anlayan yabancılar Türkiye'yi beğeniyor. O açıdan çok güçlüyüz. En önde miyiz? Hayır, değiliz. Bir Japonya kadar ürünlerimiz yok, oradaki gibi özel malzemelerimiz yok. İspanya'daki gibi çok deniz ürünümüz yok ama yine de iyi bir yerdeyiz. Kesinlikle dünyada ilk 10'a gireriz, tanınan bir mutfağız."

"ELEŞTİRMENLİĞİN LAYIKIYLA YAPILMASI İÇİN MENFAAT ÇATIŞMASININ OLMAMASI GEREKİR"

"Bir gastronomi uzmanı bir mekana davet ediliyor. Her eleştirmen için geçerli bu, bu isimlerin her ay birilerinden para aldığını düşünün. Bu bir skandal, günümüzün en büyük skandalıdır. Eleştirmen, eleştirdiği şeyden bağımsız olacak. Bu ilk kuraldır. Menfaat çatışması olamayacak. Davet edilen isimler lokantalar yüksek puan veriyor. Bu durum dünyanın her yerine kanser gibi yayıldı. Son derece yanlış bir durum" 

'CANINIZIN İSTEDİĞİNİ YİYİN AMA...'

"Canının istediği her şeyi yiyeceksin ama doymaya yakın bıracaksın" diyen Vedat Milor, "Yani o kadar çok şey var ki çevremizde. Dayım çok dikkatli bir insandı, canı istese bile baklava yemezdi ama kanser oldu. Ama bu semerinden boşalmış gibi ye anlamına da gelmiyor. Çok yemek ruhi bir bozukluktur. İnsan canının çektiği dengeli şekilde yemeli. Sadece fazla şeker yememeye dikkat ediyorum. Keşkelerim yoktur, Allah'a şükür hiç sigara içmedim"

İLGİLİ HABERLERİMİZ:

Vedat Milor'un "Büyülü Kırmızıları"
“Büyülübağ Vedat Milor” serisinin “Büyülü Kırmızıları”, Cabernet Sauvignon & Merlot, Öküzgözü & Boğazkere ve Syrah & Tempranillo & Grenache şarapları romantik bir Sevgililer Günü vaat ediyor.

​Aşure nasıl yapılır? Püf noktaları nelerdir?
Aşure ayı geldi çattı! 28 Temmuz Cuma günü Türkiye için aşure vakti! İşte sevdiklerinizin kapısını çalmak için size enfes bir aşure tarifi!

​Gurme salata: Karidesli avokado salatası tarifi
Gurme tariflere bir yenisini eklemek isterseniz, yüksek proteinli ve hazırlaması 30 dakikadan az sürecek karidesli avokado salatası için kolları sıvayın.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER