@Pudra özel haberidir, izinsiz kullanılamaz. 27.07.2009

İdeal ilişki nasıl yaratılır?

''Ben varım'' mı diyorsun, yoksa ''ben yok’um'' mu?

İlişkilerimizi kendi kişisel gelişimimize paralel bir şekilde yaşarız. Her birey kendi içinde bu evreleri yaşamıştır ve yaşayacaktır. Bu süreç bizim kendimizi geliştirmemizle doğru orantılı bir şekilde yer alır.

İdeal ilişki nasıl yaratılır?

İlişkiler kendi içlerinde farklı evreler yaşarlar, bu aslında bizim kendimizi geliştirmemizle doğru orantılı bir şekilde yer alır.

Son yazım “O Kadınlar ve Evdeki Kadınlar” hakkında yazdıklarımdan sonra gelen sorulardan, ideal ilişkiyi bir de bu evreler içinde birbirimize karşılıklı hizmetlerimizi anlatarak tanımlamanın faydalı olacağını düşündüm.

Şimdi kuyuya bir taş atıyorum ve diyorum ki; yaşadığımız ilişki bizim tam ve bütün olma yolculuğunda bulunduğumuz nokta ile aynı orantıdadır. Etrafımızdaki insanlarla birbirimize karşı hizmet boyutunda görevliysek, ilişkide olduğumuz kişi de bizim gelişimize en çok katkı sağlayacak kişidir. O sebeple ilişki içinde yaşanan olaylara dualite içinde bakmamalıyız. Yaşananları doğru - yanlış olarak tanımlamak yerine, olana bakıp “Burada beni rahatsız eden ne var, ne oluyor şimdi?” diye bakmaya başlamak, öncelikle ideal ilişkiye giden ilk adımdır. Örneğin gece yarısı sevdiğiniz kişinin cep telefonuna bir mesaj geliyorsa; aklınıza ilk olarak ne gelir?

Ben Yokum

Asıl önemli olanın olayın kendisi değil, sizde yarattığı etki dememiş miydik… İşte bu sebeple bu olay karşısında düşündükleriniz sizin ilişki içinde bulunduğunuz evreyi tanımlar.

Biraz daha konuyu açacak olursak; olan olayın bir anlamı yoktur. Olan ikinci plandadır. Burada sizi rahatsız eden bir durum varsa, bunun arkasında mutlaka beslenen bir korku vardır.

Yapmamız gereken, ilişki içindeyken gelişen olaylar karşısında bu korkunun ne olduğunu bulmak ve yapılması gerekenler karşısında sorumluluklarımızı fark etmektir.

Yüzleştiğimiz korkular bizim bir zamanlar yaşadıklarımızın, duyduklarımızın, bize öğretilen, belki zorla kabul ettirilen başkalarının deneyimlerine ait olan korkulardır. Bu deneyimler bilinçaltımıza yerleşerek bizi sınırlamaktadır. Cesur, özgür hareket etmemizi engellerler.

Tekrar ideal ilişkinin nasıl olması gerektiğine dönecek olursak… Aslında karşımıza çıkan kişi bizim zeminimize en uygun kişidir. Evrensel anlamda bizim korkularımızı bulup, onlarla yüzleşmemizi sağlamak için bize hizmetle görevlidir.

Oynadığı rol bizim ona verdiğimiz roldür.

İlişkileri gruplara ayıracak olursak ilk zemin kişinin kendini kaybettiği, kendi kimliğini ortaya koyamadığı, yok olduğu (önceki yazımda söz ettiğim evdeki kadın) noktasıdır. Bu belki de ilk başlarda aşkın gözümüzü kör ettiği alandır.

Bu alanın adı “Ben Yokum“ dur .

Ben Varım

Tam ve bütün olma yolculuğunda farklı kimliklerimizde sürekli deneyimlerle yaşarız. Kimi gelişiminin büyük bir kısmını iş kimliğinde, kimi ebeveyn kimliklerinde yaşamış olabilir. Bu durum onu ilişki içinde bir adım daha ileriye götürür.

Kişi artık farklı kimliklerinin etkisi ile kendi değerinin farkındadır. İş yerinde bir statüsü, yaptığı iş karşılığında yüksek bir geliri vardır. O zaman kişi ilişki içinde de tamamen kendini görmek ister. Burada egosunun öğrendiği kontrolcülük ve daha iyisini istemek vardır. Ve buna ek olarak kişinin bir de şişmiş bir egosu olur.

Gelişiminin bu noktasında olan kişi her türlü şeyi yapmayı hakkı olarak görür. Aldatmalar bu kişi için ilişkinin bu noktasında olağan bir şeydir. O kadar çok kendisiyle doludur ki; karşısındaki kişinin duygularını düşünmez. İlişki içinde olduğu kişiye karşı sevgisi devam eder, ama burada kendisini abartılı bir şekilde sevdiği için saygı çerçevesinde hareket etmesi pek olağan değildir.

Eğer ilişki bu noktaya gelmişse bu kişiyle ilişki içinde partnerine (eş, kız arkadaş, erkek arkadaş) düşen 2 rol vardır; ya yukarıdaki gibi “Ben Yokum“ noktası veya “Ben Varım “ noktası olabilir.

Sen de varsın

İlişkideki iki taraf da “Ben Varım” noktasında iseler, yani kendi değerlerinin farkında iseler o zaman ilişkide kendilerini geliştirmeleri gereken nokta diğer kişinin varlığını kabul etmektir.

O zaman yavaş yavaş alınan kararlarda danışılmaya, paylaşılmaya başlanır. Bu ilişkinin “Sen de varsın” evresidir.

Bu evre olgunlaşan kendi değerlerinin ve karşısındakinin değerini fark etmiş olanlar için artık gerçek ‘Sevgi’nin, ‘Aşk’ın ve ‘Haz’zın paylaşıldığı son evre olan “ İyi Ki Varsın”a hazırlık evresidir.

İyi Ki Varsın

Bu son evrede ilişki içindeki bireyler birbirleri karşısında tam ve bütün olarak durabildikleri için yaşanan olaylardan tetik almazlar. Yaşanan bir olayın kendilerini değersiz, sevgisiz hissettirmesine izin vermezler. An’a ait olan duyguları taşarak yaşarlar.

Bu evre sevginin bolluk, bereket ve zenginlik içinde yaşandığı son evredir.

Şimdi durup bir kendinize baktığınızda; “Siz ilişkinizde neredesiniz?“

Sevgiyle yazdım,
Saba Deniz
Yaşam Koçu


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER