› 
 › 
Radikal 15.09.2011

Teknoloji tacizcileri teşhir etmeye yardım edecek

Orijinal adı "Hollaback!" olan, Türkçe adıyla "Canımız Sokakta" sitesi, teknolojinin yardımıyla tacizi sonlandırmayı hedefliyor. Tacizcilerin fotoğraflarını internete yükleyen bir telefon aplikasyonu da bulunuyor.

Beni baştan aşağı süzerek “Maşallah, maşallaah!” diyor yanımdan geçen adam ve caddenin kalabalığında kayboluyor. Sözlü taciz, bakkala giderken ve İstiklal Caddesi’nde, gece yarısı olduğu kadar sabahın köründe, metrobüste, tramvayda ve sokağın her yerinde kadınların hayatının bir parçası. Çok sık başımıza geldiği için fazla üzerinde durmuyoruz, hatta bir mesele olmaktan çıkıyor, artık birilerine anlatma ihtiyacı bile duymuyoruz. Sert bir surat ifadesi takınıyor ve seri adımlarla yürüyoruz. Bazıları “iltifat” diyerek normalleştiriyor üzerimize atılıp kaçılan lafları, “Sokakta laf atmazlarsa yaşlandım diyorum”larla geçiştiriyor, bir kısmı da “peşimden gelmesin yeter”den ilerisini düşünmüyor. Sözlü taciz, tek başına kötü ama devamı da gelebiliyor. Bu yüzden her zaman bir korku oluyor tepki vermeyi engelleyen.

Teknoloji tacizcileri teşhir etmeye yardım edecek

Sokakta tacize uğrayanların hikâyelerini paylaşabilecekleri bir alan yaratan Hollaback sitesi, tacizin normalleştirilmesinin önüne geçme ihtiyacından ortaya çıkmış. Sitenin kurucuları, 2005 yılında, o zamanlar 23 yaşındaki Thao Nguyen’in New York metrosunda gözünün içine bakarak kendisini teşhir eden bir adamın cep telefonuyla fotoğrafını çekip internete koymasından ilham alıyorlar. New York Daily News gazetesi, internette kısa sürede yayılan resmi kapak yapınca kimliği ortaya çıkan teşhirci yargılanıyor.

Nguyen’in teknoloji sayesinde başardıklarından etkilenen bir grup genç kadın aynı yıl Hollaback New York’u kuruyor, “Teknoloji her şeyi hızlandırıyorsa tacizin sonlanmasını neden hızlandırmasın?” diyorlar. Hedefleri, sokakta tacizi görünür kılmak, taciz mağdurlarına yalnız olmadıklarını hissettirmek ve sessiz kalmak yerine bir karşılık vermelerini olası kılmak.

Her tacize bir kırmızı balon

Site, kısa sürede popülerleşiyor ve gönüllüler tarafından Tel Aviv’den Londra’ya 37 şehirde açılıyor. Şehirlerin haritaları, tacize uğrayanların girdikleri kırmızı balonlarla, hikâyelerle dolup taşıyor. Bir de mağdurların cep telefonundan bulundukları noktayı işaretleyip çektikleri fotoğrafı anında siteye yükleyebilecekleri bir aplikasyon geliştiriyorlar. Çoğunlukla olay mahallinin fotoğrafını, bazen de tacizcilerinin fotoğraflarını yüklüyor kullanıcılar. Hollaback, kadınlara ancak kendilerini güvende hissettikleri durumlarda tacizcilerinin resmini çekmelerini tavsiye ediyor, “öncelik güvenliğiniz” diyor.

Sitenin kurucularının iddiası, Hollaback’in bir haritadan ya da bir aplikasyondan öte bir hareket olduğu. Örneğin, Buenos Aires ve Mexico City’de kadınların sokakta güvende olma hakkına dikkat çekmek icin şehirlerin ilk ‘Slutwalk’larını (Sürtük Yürüyüşü) düzenliyor Hollaback’ciler.

Siteyi yaklaşık bir ay önce İstanbul’a getiren Kacie Kocher, 2009’da Wellesley Üniversitesi’nden siyasal bilgiler ve Ortadoğu çalışmaları alanında mezun olmuş. 24 yaşındaki Kacie, geçen yıl çok merak ettiği İstanbul’a yerleşmiş, bir telekomünikasyon şirketinde danışman olarak çalışıyor. Martta Hollaback sitesini ilk kez görüyor, kurucularla iletişime geçiyor ve İstanbul Hollaback’i kurmak için çalışmalara başlıyor. Hazırlık sürecinde birçok kadınla konuşuyor ve özellikle İstanbul’da tacizin çok normalleşmiş olduğu kanısına varıyor. Çoğu kadının başlarına gelenin taciz olduğunun bile farkında olmadığını anlatıyor.

Kacie, sözlü tacizin ‘iltifat’ adı altında önemsizleştirilmesine de kızıyor: “İltifatsa neden hoşuma gitmiyor?” diyor. Feministing.com sitesinin yayın yönetmeni Jessica Valenti, meseleyi çok güzel özetliyor: “Sokak tacizinin aslında bir çeşit iltifat olduğu argümanını duymuş olsam da – hani tanımadığımız adamların kalçalarımız hakkında bağırarak bize laf atması bizi pohpohlamalı ya – aslında sokak tacizi cinsiyetçiliğin oldukça sinsi bir şekli.”

“Güneşi arkana alıp yürü”

Kacie de çoğu kadın gibi tacizden payını almış ve kendisini sokakta güvende hissetmek için çeşitli stratejiler geliştirmiş: “Peşinden biri geliyorsa hemen telefonda konuşur gibi yap. Güneşi arkana alarak yürü ki seni takip ediyorsa gölgesini görebil. Kulağa paranoyakça geliyor ama değil” diyor.

Bir de sokakta asık suratlı gezmenin işe yaradığının farkına varmış zamanla: “Gülümsemek, kahkaha atmak yok. Rahat davranmak yok. Ve vücudum, bir gün daha benim” yazıyor Hollaback İstanbul’a düştüğü notta. Ama taciz edilmemek için kendisini değiştirmek zorunda kalma fikri yanlış geliyor, dokunuyor.

Hollaback İstanbul’un daha çok yolu var. Şimdilik, haritadan yalnızca 20 kırmızı balon yükseliyor. Kacie, aylık toplantılar, kendini savunma dersleri gibi etkinlikler düzenleyerek internet erişimi olmayan kadınlara da ulaşmak istiyor, “Bu, feminist bir hareketten çok daha öte” diyor. “Sokakta rahatsız edilmeden yürümek temel bir insan hakkı. Ayrıca taciz; ırkçılık, cinsiyetçilik ve homofobiyi de içinde barındırıyor.”

Röportajdan sonra çekim için Astoria’nın önündeki Büyükdere Caddesi’ne iniyoruz. Ben kaldırımda duvara yaslanmış çekimi izlerken, yanımdan geçen bir adam “Maşallah, maşallah!” diyor sırıtarak ve istifini bozmadan yoluna devam ediyor. Dönüp Kacie’ye bağırıyorum: “Bak, yine bir iltifat aldım!” Kacie, “Unutma, haritaya gir” diyor elindeki telefona işaret ederek. Şimdi hangi birinden başlamalı ki ‘iltifatların’?

Elif İnce


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER