15.02.2023

Deprem çocuklara nasıl anlatılmalı?

Deprem bir çocuğa nasıl anlatılmalı, biliyor musunuz? Uzman Psikolog Tuğçe Dabağer Dilek, çocuklara depremin nasıl anlatılması gerektiğini açıkladı.

Ülkece yasta olduğumuz bu dönemde, çocuklara deprem gerçeğini anlatmak gerekiyor ancak depremin çocuklara yaşına uygun olarak açıklanması çok önemli. Uzmanlar, "yaşanılan deprem çocuklara mümkün olduğunca yalın ve gerçek bir dilde anlatılmalı" diyor.

Deprem gerçeği çocuklara nasıl anlatılmalı?

Deprem sadece fiziksel bir sarsıntı değil; psikolojik olarak “güvendeyim” duygusunu da sarsan bir durum. Bu noktada çocuğunuza, “Deprem oldu ve bu çok önemli bir konu ama güvendeyiz ve biz beraberiz” demeniz gerekiyor.

Uzmanlar, küçük yaş çocuklarda duygulara çok girilmesini tavsiye etmiyor, bunun yerine sakinliğini korumanızı ve bolca çocuğunuza sarılmanızı tavsiye ediyor. Buna ek olarak, haberleri izletmemeniz gerekiyor. Çünkü haber görüntüleri ve ifadeleri küçük yaş çocuklar için asla uygun değil. Bu nedenle çocuklarınızın yanında da haberleri izlememeniz gerekiyor.

Ortaokul ve lise çağındaki çocuklarda, çocuklarınızın bilgi kaynakları sadece siz değilsiniz. Çocuklarınız, sizin dışınızda arkadaşlarından da çok şey öğreniyor. Bu nedenle ortaokul ve lise çağındaki çocuklarınıza, önce depremde ülkemizin güncel durumu hakkında ne bildiklerini sorarak konuşmaya başlayabilirsiniz. Bundan sonraki sorularına ise kısa cümleler ile yanıt verin. Detayları anlatmayın ama mutlaka gerçeği söyleyin. 

Ortaokul lise çağındaki çocuklarınızla konuşurken duygularınız hakkında konuşmak zor gelebilir. Ancak Psikolojik Danışman​ Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez, ifade edilmemiş duyguların hepimize daha büyük zararlar vereceğini belirtiyor ve bu nedenle "Duygular hakkında konuşurken, ne söyleyeceğinize odaklanmak yerine, çocuğunuzun duygularına odaklanın yeter" diyor.

Çocuklara yaş dönemine uygun olarak depremi anlatmak

Uzman Psikolog Tuğçe Dabağer Dilek, özellikle, 8-10 yaş altındaki çocukların, soyut düşünme becerilerinin tam olarak oluşmaması sebebiyle gerçekleşen depremin nasıl olduğunu zihinlerinde anlamlandırmakta zorlandıklarını ve bu kavramın onlar için oldukça belirsiz kaldığını belirterek sözlerine başlıyor ve bu belirsizliğin çocuklardaki yansımalarını açıklıyor. 

"Belirsiz olan durumlar ise çocukları ürkütür, kaygılarını arttır, endişeli, güvensiz ve korkulu hissederler. Bu duygular beraberinde, kabus görme, tırnak yeme, alt ıslatma ve içe kapanma gibi hem ruhsal hem de fiziksel belirtileri de beraberinde getirir."

Peki, çocuklarımıza yaşanılan bu afeti nasıl anlatabiliriz?

Öncelikle yaşanılan deprem çocuklara mümkün olduğunca yalın ve gerçek bir dilde anlatılmalıdır. Bu noktada, fazla detay vermek veya bu konuyla ilgili hiç konuşmamak çocukların kafasında birçok soru işareti yaratabiliyor. Depremin, yağmur, kar ve diğer hava olayları gibi bir doğa olayı olduğunu ve ayağımızı bastığımız yerlerin zaman zaman bu sebeple hareket edebileceği şeklinde bir aktarım sağlanabilir. 

İkinci en önemli adım:

Çocukların deprem ile ilgili sorduğu soruların geçiştirilmemesi ve konunun kapatılmamasıdır. Böyle bir yol izlendiğinde çocuk kendi hayal gücüyle bu sorulara cevap aramaya başlar ve bu durum çocuğun daha fazla kaygılanmasına sebep olabilir.

‘Çocuklarımızla açık iletişim olmazsa olmaz adımlardandır’

Çocuklarla açık iletişim kurmak faydalıdır, ancak bu iletişimin ve aktarımların sınırlarına da dikkat edilmelidir. Çocuğumuzun yanında bu konuyla ilgili detaylı konuşmalardan, çocuğun sürekli deprem ve enkaz görüntülerine maruz kalmasından kaçınılmalıdır. Çocukların, olumsuz görüntülere fazla maruz kalması, güven duygusunu önemli ölçüde zedeleyebilir. Unutulmamalıdır ki bu süreçte çocuğun hissetmek ve duymak istediği en önemli duygu güvenlik hissiyatıdır.

Çoğu zaman çocuklar, çevrelerinde gerçekleşen durumları ebeveynlerin tepkilerini gözlemleyerek algılarlar. Bu noktada, atılması gereken bir diğer önemli adım ise ebeveynin kendi duygu durumunu düzenlemeye çalışmasıdır. Elbette, bu durum korkularımızı ve üzüntülerimizi tamamen saklamak gizlemek anlamında değil tam tersi çocuklarımızın hissettikleri bu belirsizlik ve korkunun birlikte ifade edilebiliyor olması anlamındadır.

Bir diğer yandan, çocukların bu süreçte hissettiklerini sözel olarak ifade etmesi bazen mümkün olamayabilir. Böyle durumlarda, oyun oynamak, resim yapmak gibi çocuğun sevdiği aktiviteler, çocuğun kendisini ifade etmesine olanak sağlayacaktır.

Son olarak,  kaygının, korkunun ve belirsizliğin olduğu bu süreçte çocuğunun en temel ihtiyacı sevdiği birine temas etmek ve yakın ilişki halinde kalmaktadır. Dolayısıyla, bu dönemde çocuklarınızla sık sık yakın temaslar kurarak sakinleştirmeyi ihmal etmeyin.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Depremin çocukların ruh sağlığı açısından riskleri ve etkileri
Yüksek şiddetli ve yıkıcı bir depremin ardından çocuklarda kaygı, korku, üzüntü, uyku bozukluğu, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü yaşanabilir.

Depremzedelere bu cümleleri kurmayın!
Depremzedeye yaklaşım nasıl olmalı, biliyor musunuz? Depremi yaşayan insanlarla konuşurken özellikle bazı ifadelerden uzak durulması gerekiyor!

​Depremzede çocuklar için koruyucu aile olma şartları
Ailelerine ulaşılamayan çocuklar için çağrı merkezi kuruldu ve bu çocuklara koruyucu aile olmak isteyenler e-Devlet üzerinden başvuruda bulunabiliyor.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER