Cinsel arzuyu yok eden başlıca etkenler, toplum baskısı ve kafa dağınıklığı
Araştırmalara göre genç, yetişkin ve orta yaşta olan kadınların %30'unda uzun süreli cinsel isteksizlik olabiliyor. Bu cinsel isteksizlik belli bir yaştan sonra ortaya çıkabiliyor ya da bir kadının tüm hayatını etkileyebiliyor. Cinsel isteksizliğin nedenini araştıran çalışma sonuçları öncellikle, cinsel arzu azalmasında toplum ve kültürün göz ardı edilemez etkisini ortaya koyuyor. Brotto tarafından 2012 yılında yapılan araştırmaya göre, kültürel öğretiler cinsel suçluluk hissine neden olabiliyor. Seksi kafasında suçluluk ve utanç ile bağdaştıran kadınlarda da cinsel arzuda azalma, hatta cinsel isteksizlik ortaya çıkıyor. Bir başka kaynaksa kadının cinsellik ile bağlantı kuramamasını cinsel isteksizliğin sebebi olarak gösteriyor. Özellikle seks sırasında, ‘‘Yine isteksizim!’’ gibi uzaklaştırıcı cümleler kurdukça ya da ev, iş, ilişkiler, yapılması gerekenler, ertesi günün programı ile zihin meşgul oldukça, kadın cinsel uyarılma ve cinsel duyguları ile iletişim kuramıyor. Bu da cinsel arzuyu yok ediyor.
Farklı bir cinsel yaşam arzusundaysanız, cinsel isteksizliğin çözümü var
Çoğu kadın cinsel arzudaki azlığı normal kabul ederek, ‘‘Hiç seks yapmasam da olur’’ ya da ‘‘Çevremde pek çok kadın cinsel istek duymuyor, normal bir şey’’ diye düşünebiliyor. Ancak cinsel paylaşım ve seks, kadının yaşam memnuniyetini yüksek seviyede tutan unsurlar. Özellikle de bir kadın cinsel yaşamının farklı olabileceğini ve isteyerek cinsel arzu yaşayabileceğini öğrendiğinde "keşke" diyorsa; o zaman bu durumu değiştirmek için Brotto’nun söylediklerine göz atmak gerek.
Brotto bir zihin/beyin uzmanı ve bedensel arzu ile zihinsel süreç arasındaki bağlantıyı inceliyor. Onun yöntemini anlamak için biraz hayatına bakmalıyız. Brotto, üniversite yıllarında asistanlık pozisyonu arayışındayken, çok genç olduğu gerekçesiyle hiçbir profesör tarafından kabul edilmez. Uzun uğraşlar ve onlarca kapı arşınladıktan sonra, bir hocası sonunda beklediği cevabı verir; ‘‘Elbette asistanım olabilirsin, tabii farelerin seks hayatını izlemek seni rahatsız etmeyecekse’’ Böylece Brotto antidepresanların farelerin libidoları üzerindeki etkilerinin araştırıldığı çalışmada asistanlığa başlar. Başlarda, seks konusunda çalışmayı aklından bile geçirmeyen, koyu Katolik bir İtalyan aileden gelen Brotto, zamanla bu konunun ona çok da uzak olmadığını keşfediyor.
Cinsel arzuyu hissetmenin sırrı, farkındalık ile düşüncelerin değişimi
Doktora yıllarında yumurtalık kanseri tedavisi sonrası seks hayatında sıkıntı çeken kadınlarla çalışırken aklına öğrendiği farkındalık tekniklerini kullanmak geliyor. Bu kadınlar libidosuz oluşlarını tasvir ederken, seks süresince partnerleri ile bağlantı kuramamaktan, andan uzaklaşmaktan ve umutsuz hissetmekten yakınırlar. Brotto da farkındalık geliştirerek bu kadınların cinsel arzuları ve duyusal uyarılma hisleri ile bağlantı kurabileceklerini keşfeder.
Brotto bu tekniği öncelikle kendi üzerinde dener. Farkındalık geliştirmenin yanı sıra, kognitif terapi tekniklerinden de yararlanır. Brotto, benlik algısı ve kişisel deneyimi, düşünceleri yeniden şekillendirerek olumlu yönde geliştirmeyi hedefleyen kognitif (bilişsel) teknikler kullanır. Günlük yaşamının içine yerleştirdiği bu teknikleri mesela yoga dersine uyarlar. Yoga dersinde her zamanki duruşlarından birini yaparken mantra (içsel tekrarlanan özlü söz, dua) olarak ‘‘Ben seksi bir kadınım. İçimde sekse karşı kuvvetli bir arzu ve arzuma yanıt verme isteği var’’ gibi cümlelerini kullanır. Aynı zamanda, yoga duruşuna girdiğinde bedensel farkındalığını da artırır. Böylelikle zihinsel bir telkin ile bedensel farkındalığı birleştirir.
Cinsel arzu yavaş yavaş canlanır
Elbette hiçbir yöntemi ve değişimi bir paragrafta açıklayıp, hemen hayatın akışına katmak mümkün değil. Ancak zamanla, küçük adımlarla ve çalışarak bazı şeyleri değiştirmek mümkün. Brotto’nun kadınların cinsel arzuları ile tanışmalarını, onu sahiplenmelerini ve istedikleri seviyeye çıkarmalarını kolaylaştıran farkındalık ve zihinsel değişim yöntemi de zaman alan ve yılmadan devam etmeyi gerektiren bir program.
Brotto kadın grupları ile cinsel arzu üzerine çalıştığında, onlara pek çok ev ödevi veriyor. Bunların arasında basit bir yiyeceği, örneğin bir üzüm tanesini, farkındalığını artırarak, ağızda yarattığı hissi ve vücutta yarattığı değişimi –tükürük salgılatması gibi- gözlemleyerek yemek, çıplak bedenini aynada incelemek, kendi kendini yargılamadan ‘‘bedenim canlı ve seksüel’’ gibi cümlelerle desteklemek var.
Telkin cümlelerine başta inanmasanız da, araştırmalar inancın tekrar sonucunda zamanla yerleşebileceğini gösteriyor. Türk toplumunda da dendiği gibi ‘‘Bir kişiye kırk kere bir şey olduğunu söylersen, sonunda inanır’’ Siz de kendinize "cinselliğiyle barışık ve bedenini olduğu gibi hissetmeye açık" bir kadın olduğunuzu tekrarlarsanız, cinselliğe bakışınızın ve bedeninizi algılayışınızın zaman içinde değiştiğini göreceksiniz.
