DERS 2: ANTİBİYOTİKLER DOĞA İÇİN DE TEHDİT
Son zamanlarda yaşadığımız kanser felaketinin en önemli nedenlerinden biri yaşadığımız çevreyi hızla kirletmemizdir. Daha 1800’lü yıllarda Amerika’da yerel kabilelerden birinin şefi topraklarını ABD egemenliğine teslim ederken şunları söylemiş: “Çocuklarınıza bizim çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyi, ‘toprağın anamız olduğunu’ öğretin. Toprağın başına ne gelirse toprağın çocuklarının başına da o gelir. Toprak insana değil, insan toprağa aittir.” Özellikle tarım ilaçları ve antibiyotiklerle kirlenen topraklar geleceğimiz için en önemli tehdittir. Bir araştırmaya göre ABD’de kullanılan hormonlar ve antibiyotiklerin yüzde 90’ı insanlar için değil, hayvanlar ve bitkiler için kullanılıyor. Biz de bu antibiyotik ve hormon yüklü besinleri afiyetle yiyoruz! Yani farkına bile varmadan ciddi ve yoğun bir antibiyotik saldırısıyla karşı karşıyayız. Buna bir de tarım ilaçlarından aldığımız kanserojen kimyasalları eklerseniz tehlikenin boyutlarını daha da iyi anlarsınız. Aşırı antibiyotik maruziyetinin kolon kanseri ile ilişkili olabileceğini düşünenler var. Bir nokta daha var: Sadece doğayı değil, iç dünyanızı da kirletmeyin. İyi ve güzel şeyler düşünün, dileyin, isteyin. Paylaşın, verin, ilgilenin, şefkat gösterin. Kirlenen yalnız doğa değil, düşünceler de bundan payını alıyor?