Ayşe Arman’ın röportajında vajinası olmadan doğan kadınların hastanelere başvurmalarını isteyen Şendağ ülkemizde binlerce kadının aynı sorunu yaşadığını, ancak bunu hep gizli tuttuklarını söyledi.
“Annelere sesleniyorum. Kız çocuklarının en geç 16-17 yaşına kadar adet görmesi gerekir. Çocuğunuzda böyle bir sorun olabilir. Kızınız adet görmüyorsa bir jinekoloğa götürülmelidir” diyen Prof. Dr. Şendağ, Vajinal agenezi olarak tanımlanan bu sorunun toplumuzda birçok ailenin bilmesine karşın saklandığını ve kız evleninceye kadar kimseye söylenmediğini ileri sürdü.
Tıp dilinde Vajinal agenezi olarak tanımlanan bu durumun doğuştan vajinanın hiç gelişmemiş olması olarak açıklayan Prof Dr. Şendağ “Bu sendrom sık görülür. Hastalarda doğuştan vajina yoktur, ayrıca rahim de gelişmemiştir. Ancak yumurtalıklar normaldir. Dolayısıyla dişi yönünde normal gelişim vardır. Yani kadınlık hormonu olan östrojen üretilir. Meme ve diğer dişilik ile ilgili fiziksel özelliklerin gelişimi normaldir. Bu hastalar hiç adet görmez. Çocuk doğuramaz. Ve normal bir cinsel ilişki yaşayamaz. Ülkemizde doğan kız çocuklarının 4-10 binde birinde bu vaka görülür. Teşhisi oldukça kolaydır. Ancak toplumumuzda cinsellikle ilgili bilgisizlik ve tabular sebebiyle saklı kalır. Anneler kız çocuklarını jinekoloğa götürmezler. Vaginal agenezi bilinmesine rağmen bazı endişelerle aile tarafından saklanır. Cinsellik konusunda bilgi eksikliği ve cinsel organlarını bilmeme tanımama toplumumuzda önemli bir sorundur. Kendi vücudunu tanımama söz konusudur. Bu sebeple ciddi dramlar yaşanır ve saklanır. Günümüzde vajinası olmayanlara yeni vajina oluşturuluyor. Çeşitli cerrahi teknikler var. En yeni tekniklerden biri laparoskopi yoluyla vajina oluşturma tekniğidir. Bu teknik hastaları büyük bir operasyon külfetinden ve riskinden kurtarır. Diğer teknikler; bağırsaktan vajina oluşturma veya bacak derisinden vajina oluşturma veya karın iç zarından (peritondan) vajina oluşturmadır.
ESNEK VE ISLAK OLUYOR
Prof Dr. Fatih Şendağ Laparoskopi ile vajina oluşturma tekniğinde ise hastanın doğal dokusunun kullanıldığını ve normal vajina dokusu gibi esnek ve ıslaklık olabilen bir doku oluştuğunu belirterek operasyonu da şöyle anlatıyor;
“Vajina olması gereken bölgedeki doku, bir iğne ile delinerek karın içerisine ipler gönderildi. Laparoskopi ile bu ipler alınıp göbek çukurunun iki yanından dışarı çıkartıldı. İpler özel bir gergi aletine bağlandı. Bu ipler 5 gün boyunca kademeli olarak gerilerek doku esnetildi. İdrar yolu ile barsak yolu arasında olması gereken vajina boşluğu oluşturuldu. Böylelikle hasta cinsel ilişki için uygun bir vajinaya sahip oldu. Normal bir cinsellik yaşamak o hastaların en büyük rüyasıdır. Ancak rahim olmadığı için adet görmüyor çocuk sahibi olamıyorlar. Bu konuya çözüm olarak dünyada ilk kez İsveç’te canlı doğumla sonuçlanan başarılı rahim nakli ve sonrasında canlı doğumlar yapıldı. Çocuk sahibi olmak ile ilgili diğer yol ise ülkemizde yasak olan taşıyıcı annelik sistemidir. Çoğu hasta yurt dışına giderek taşıyıcı anne ile çocuk sahibi olma yolunu seçiyor.”
