@Pudra özel haberidir, izinsiz kullanılamaz. 09.07.2014

Zaza Yurtsever'den kilo problemlerine çözüm

Son kitabı "Egoist Beyin ve Kilo"da beyin ve kilo arasındaki bağlantının sırrının stres sisteminin adaptasyonunda gizli olduğunu anlatan Zaza Yurtsever, kilo problemlerinde stresin rolüne dikkat çekiyor.Pudra.com olarak kendisiyle bu konuyu konuştuk.

İlk kitabı "Korkma Ye" ile beslenme alışkanlıklarına yepyeni bir bakış açısı getiren Psikolog Zaza Yurtsever, ikinci kitabı "Egoist Beyin ve Kilo" ile yine şaşırtıcı bağlantıları ortaya çıkarıyor. Kronik stresin, doğrudan kilomuzu etkilediğini anlatan Yurtsever, kitabında konuya zayıflık-şişmanlık olarak değil, yeme bozukluğu perspektifinde bakılması gerektiğini vurguluyor. "Egoist Beyin ve Kilo"yu okuduğunuzda, beyin ve vücut arasındaki bağlantıyı daha iyi anlayacaksınız. Zaza Yurtsever ile son kitabı "Egoist Beyin ve Kilo" hakkında konuştuk.

Zaza Yurtsever'den kilo problemlerine çözüm

Yeni kitabınız "Egoist Beyin ve Kilo"da stresin kilo üzerinde etkilerinden bahsediyorsunuz. Stres bizi nasıl etkiliyor?
Oksijenin yanı sıra beynimizin tükettiği tek gıda şeker. Yani beynimiz düşünmek, hayal kurmak ve organlarla olan faaliyetlerinde akaryakıt olarak kullanmak için şekere ihtiyaç duyuyor. Her şey yolunda gittiğinde bir insan beyninin günlük şeker ihtiyacı 130 gram. Ancak bu ihtiyaç kronik stres yaşadığımız durumlarda çok fazla artıyor. Yani iş yerinizde ya da evlilik hayatınızda kronik bir strese maruz kaldığınızda beyniniz bu durumla baş edebilmek için daha fazla çalışıyor ve dolayısıyla da daha fazla şekere ihtiyaç duyuyor. Şekere ihtiyacı olduğunda beyin, stres sistemini devreye sokarak bedenin depolarından şekeri çekiyor ve ihtiyacını gideriyor. Bu sisteme beynin çekim gücü (brain pull) adı veriliyor. Ancak bazı insanlarda beynin stres sistemi bir müddet sonra var olan strese adapte oluyor. Bu kişinin fiziksel sağlığı için son derece olumlu bir durum. Zira stres sistemi adapte olup, artık adrenalin ve kortisol hormonlarını yüksek miktarda üretmiyor. Organizma için olumlu olan bu durumun dezavantajı ise beynin artık depoları kullanamıyor oluşu. Yani bu durumlarda beyin ihtiyaç duyduğu şekeri depolardan çekemiyor ve kişi mecburen yemek zorunda kalarak şişmanlıyor.

Beyin ve kilo arasında nasıl bir bağlantı var?
Beyin ve kilo arasındaki bağlantının sırrı stres sisteminin adaptasyonunda gizli. Yani beynin stres sistemi var olan strese adapte olduğunda, beyin artık bedenin depolarını kendi ihtiyacı için kullanamıyor. Bunun için şişman insanlar devamlı ihtiyaç duydukları enerjiyi dışarıdan alıyorlar. Oysa bedenlerinde onları haftalarca ve belki de aylarca idare edecek enerji mevcut.

Kilodan kurtulmak için stresi yenmek şart mı?
Yalnızca kilodan kurtulmak için değil, genel olarak daha sağlıklı yaşamak isteyen her birey iyi bir stres yönetimi yapmak zorunda. Özellikle günümüz dünyasında bizi strese sokan yüzlerce uyarıcı var ve bu uyarıcılar yalnızca kiloya değil, aynı zamanda kanser dahil birçok fiziksel ve psikolojik rahatsızlığa yol açıyor. Dolayısıyla zayıflamak isteyen her bireyin her şeyden önce iyi bir stres yönetimi yapması gerekiyor. Böylelikle stres sistemi tekrar harekete geçiyor ve depolar kullanılabilir hale geliyor.

Stresle başa çıkmak için neler yapabiliriz, önerileriniz neler?
"Egoist Beyin ve Kilo" kitabımda insanlara Berlin Vata Akademisi'nde geliştirdiğimiz kronik stresle başa çıkma tekniğini önerdim. Bu teknik 6 basamaktan oluşuyor.
1. adım: Farkındalık. Bu bölümde 9 alıştırma var. Bu alıştırmaların hedefi kişiyi şimdiki zamana getirmek, şimdiki anın bilincinde olmasını sağlamak. Bize hayatı zorlaştıran zihnin sürekli geçmişle gelecek arasında sıkışmış olması, farkındalık bu anlamda daha çok içsel bir olgunlaşma süreci.
2. adım: Problem çözmek. Problem çözme davranışlarında problemden çok problemin nasıl çözüldüğü önemli. Rastgele çözüm üretilmez, strateji gerekir. Problem çözme bölümünde adım adım bir problem nasıl çözülür sorusunun cevabını öğreniyoruz.

3. adım: Kişisel tutumu değiştirme. Çünkü sizi strese sokan olaylardan ziyade sizin olaylar hakkındaki kanaatleriniz... “Herkesi mutlu etmek zorundayım, dünya ne kadar adaletsiz bir yer, herkesin sorumluluğunu almak zorundayım, ne kadar şansız bir insanım, hep beni bulur” gibi onlarca kanaat var bize hayatı zorlaştıran.

4. adım: Sıkıntıyı dengeleme. Dışsal hayat ve beklentilerle, içsel ve özel hayat dengesini kurmak üzerine çalışıyoruz. 

5. adım: Sosyal destek. Yapılan araştırmalar bize en büyük stresi yaşatanın sosyal ilişkiler alanı olduğunu gösteriyor. Bu çok yönlü ve karmaşık bir çalışma.
6. adım: Sağlık psikolojisi. Sağlıklı insan ile sağlıksız insan arasındaki fark nedir? Bir insanı sağlıklı tutan nedir? İçsel direnci yüksek olanlar, içsel direnci düşük olanlara göre her zaman daha sağlıklı. Hem psikolojik hem fiziksel anlamda. 


Psikologlar ve diyetisyenlerin birlikte çalışması gerektiğini söyleyebilir miyiz?
Yapılan araştırmalar insanları yoğun strese sokan olaylardan birinin de diyet olduğunu gösteriyor. Yani nasıl mutsuz bir evlilik, şiddet, ya da işyerinde yaşanan mutsuzluklar insanların stres sistemini bozup, şişmanlamalarına yol açıyorsa, diyette aynı şekilde insanların stres sistemini bozarak daha fazla şişmanlamalarına yol açıyor. Bu anlamda bir psikologun bir diyetisyenle çalışmasını doğru bulmuyorum. Çünkü bir psikologun amacı insanların streslerini azaltmalarına yardımcı olmaktır, fazlalaştırmalarına değil.


POPÜLER GALERİLER
gelinlik modelleri pudra
mac mbfwi pioneering designersi 10
lenzing ecovero mehtap elaidi mbfwi 01
korean beauty kore guzellik sirlari
new york fashion week 26
paris fashion week pudra 12
mac mbfwi pioneering designersi 10
oleg cassini collection 2117 2
EN YENİLER